Atri: My Dear Moments

Atri: My Dear Moments

released on Jun 18, 2020

Atri: My Dear Moments

released on Jun 18, 2020

"As the world sank, I found you." In the near future, a sudden and unexplained sea rise has left much of human civilization underwater. In a little town slowly being enveloped by the ocean, an unforgettable summer is about to begin for a boy and a mysterious robot girl...


Released on

Genres


More Info on IGDB


Reviews View More

simples,previsivel,mas funcional

la promesse m'avait pas donné trop envie (fille robot qui va s'éteindre dans x jours, l'amour qui s'installe, amour impossible blabla) mais bon j'y ai laissé une chance et je suis pas décue!! certes, l'histoire est bien déjà expliqué au début donc on sait à quoi s'attendre mais on s'y attache à cette atri!! je recommande

Şu aralar yine görsel roman iştahım açıldı galiba. İki ay içerisinde art arda 5-6 adet görsel roman okumamdan belli sanırım bu. Bir önceki okuduğum “Chaos;Head”den sonra daha kısa bir şey okumak isteyince gözüme ATRI çarptı. VNDB’den de baktığım üzere 10 saat civarı sürüyordu. Ayrıca senaryosunu “If My Heart Had Wings”in ana, Kotori ve Amane rotalarını yazan “Konno Asta” yazmış, gerçi bunu bitirince keşfettim, hele diyordum yer yer IMHHW havası alıyorum. Neyse, kısaymış, android kız var ( ͡° ͜ʖ ͡°), romantizm var, biraz slice-of-life, belki de “Planetarian” tarzı bir şeydir diyerek "daldım". Düşüncelerimi belirteceğim bu kısa (?) yazıda ise buna geçmeden önce ana hikayesini anlatmak istiyorum.

2020’li yıllarda bilinmeyen bir sebepten dolayı deniz seviyesi giderek yükselmeye başlamış, bu durum ise kıyı kenarlarında kalan yerleşim bölgelerini sular altına mahkum etmiştir. Şehirler su altında kalıp insanları daha yüksekte bulunan bölgelere göç etmeye zorlamakla kalmamış, insanlık sadece 10 yıl içerisinde sahip olduğu teknolojinin büyük bir kısmını kaybetmiştir. Hikayenin ana karakterinin adı ise Ikaruga Natsuki. Kendisi bu felaketin yaşanmaya başlamasından sonra dünyaya gelmiş, küçük yaşta geçirmiş olduğu bir tünel kazası sonucu annesini ve sağ bacağını kaybetmiştir. Babasının desteği ve kendi azmi ile dünyayı bu yaşanan durumdan kurtarmaya yönelik dahi bilim insanları yetiştirmeyi hedefleyen “Akademi” isimli bir okula girmeyi başarmıştır. Birkaç yıl sonra, babasından gelen para yardımı kesilince masraflarını karşılamak için protez bacağını satmıştır. Stres ve bacağının kesildiği yerden kaynaklanan psikolojik bir acı yüzünden Akademi’deki notlarında başarısızlık göstermesi, Nastsuki’nin geçmişte hocalarına gösterdiği bazı kibirli davranışları gibi gibi sebeplerden dolayı Akademi’den atılmıştır. Natsuki çareyi ise büyükannesinin yanına dönmekte bulmuştur. Ancak büyükannesi de vefat etmiştir ve arkasında Natsuki’ye kalacak bir gemi, denizaltı ve büyük de bir borç bırakmıştır. Bütün hayallerini ve yaşama isteğini kaybetmiş Natsuki’ye Catherine adındaki borç toplayıcı bir kadın uğrar ve der ki “Büyükannenin borçlarını ödemek zorundasın. Büyükannenin, şu an suların altında olan bir atölyesi, içerisinde de çok değerli bir şey varmış. Bununla hem büyükannenin borçlarını ödersin, hem sana ayrıca para kalır, bana da bir miktar ateşlersin, ne dersin?”. Kaybedecek bir şeyi olmayan Natsuki ise “Peki ulan.” der ve denizaltına binip büyükannesinin atölyesinin bulunduğu yere gider. Ancak atölyenin içerisinde ise bir hazine, değerli planlar vs. bulmayı beklerken tabut gibi bir kapsülün içerisinde uyuyan bir kız bulur. Ancak kız gerçek bir kız değil, Atri adındaki bir humanoid (insan şeklinde bir android) çıkar. “Humanoid, mandroid, çok para eder bu, satıyoz bunu” derken Atri bu duruma karşı çıkar ve kendisinin önceki sahibinden –Natsuki’nin büyükannesi- kalan ve gerçekleştirmesi gereken son bir emri olduğunu ve bunun için kendisine 45 günlük bir süre vermelerini talep eder, bu süre sonunda kendisini gönül rahatlığı ile satabileceklerini söyler. Atri’yi alacak yeni kişinin bulunması, evrak işlerinin tamamlanması için ise en iyi ihtimal ile 1.5 ay sürecektir. Yapabilecekleri bir şey olmadığı için Natsuki ve Catherine bunu kabul eder. Ancak başka bir sıkıntı vardır: Atri -ya denizin altında uzun bir süre uyuduğu ya da kendisi bir ‘ponkotsu’ olduğu için- kendisine verilen emri hatırlamamaktadır. Atri’ye hem onu gördüğü ilk andan itibaren kanı ısınan ve onu satmaktan vazgeçen hem de ona verilen emri bulmaya çalışan Natsuki’yi ise arkadaşları Minamo, Ryuji, Ririka ama özellikle de Atri ile birlikte geçireceği ve unutamayacağı günler beklemektedir.

ATRI, özünde romantik türde bir görsel roman. Bu türden hoşlanıyorum, ama hoşlanmam için iki karakter arasında romantik ilişkinin yanı sıra ana hikayenin de akması lazım. Senaryosunun yazarı aynı olduğu için “If My Heart Had Wings” ile bir noktada karşılaştırmak istiyorum. “If My Heart Had Wings”in ikinci yarısında, ilk yarısındaki seçimlerle seçtiğiniz kadın karakterlerden biriyle ilişkiye giriyorsunuz, romantik anlar vs. var, ama ana hikaye -ilk yarıya göre daha yavaşlamış da olsa ve kısmen ikinci yarıyı komple uzatılmış bulsam da- devam ediyordu.

Heh işte, ATRI böyle değil. Yine bir nokta itibariyle kendimce iki kısma ayırıyorum. Bu ilk kısımda Atri’nin hatırlamadığı emri bulmaya çalışma tarafı ilerlemiyor. Bunun yanı sıra küçük çaplı bağımsız olaylar yaşanıyor; Natsuki, Atri’den romantik anlamda hoşlanmaya başlıyor, büyükannesinden kalan bazı araştırma notlarını buluyor falan ama beni merak ettiren konuda gıdım ilerleme yok. Bunun dışındaki şeyler ise yavaş ilerliyor zaten, hafiften baymaya başladı derken ilginç bir şey keşfediyor Natsuki. “İşte bana bunlarla gelin” dediğim ve beni baygınlıktan kurtaran nokta bu. Bu noktadan sonra gelen ikinci kısım kesinlikle daha iyi. Hikaye akmaya başlıyor, bazı sorular yanıtlanıyor ama bu ikinci kısım ilk kısma daha kısa maalesef. Bu yüzden ATRI’de de “If My Heart Had Wings”te canımı sıkan durum yaşandı. Hikayenin görece gereksiz diyebileceğim yerleri olmasa daha kompakt, daha memnun ayrılabileceğim bir iş çıkabilirdi diye düşünüyorum. Ayrıca suların yükselmesi felaketi diyoruz ya, bunu sadece hikayenin belirli noktalarda ilerlemesi için kullanıyor. Bu konu ile ilgili ilginç fikirlere sahip olsa da bunu ne odak noktasına ne de ciddiye alıyor.

Müzikleri güzel bu arada. Atri'nin seslendirmeni ise gayet güzel iş çıkamış olsa da Natsuki’nin seslendirmesi yok. Karakterin yerine kendimi koyabildiğim sürece pek bunu dert etmem. Ancak başta belirttiğim üzere ATRI’den hemen önce “Chaos;Head”i okumuştum ve çığlıklarını, gülüşlerini, mırıldanmalarını, neredeyse çıkarabileceği bütün sesleri duyduğun bir ana karakterden sonra zerre seslendirmesi bulunmayan bir ana karaktere geçmek ne yalan söyleyeyim biraz attan inip eşeğe binmek gibi hissettirdi. Ayrıca 2020’de çıkmasına rağmen ATRI sadece 720p çözünürlük destekliyor. Yüksek bir çözünürlükte veya daha geniş bir ekranda okursanız yer yer artwork’lerde bulanıklıklar dikkatinizi çekebilir, belirtmek istedim.

Belirtmek istediğim bir nokta var ki ATRI’yi okurken metnin orijinali, yani Japonca hali ve İngilizce çevirisi arasında tek tuş ile geçiş yapabiliyorsunuz veya aynı anda üstte Japonca, altta İngilizcesi olacak şekilde gösterebiliyorsunuz. Özellikle Japonca öğrenmeye çalışıyorsanız çok işe yarayan bir özellik bu ki ATRI’yi sadece bu sebepten dolayı bile tavsiye edebilirim. İngilizce çeviriyi ise gayet yerinde buldum. Hikayenin başlangıç kısmında Natsuki’nin Atri’yi ilk gördüğünde Japoncada katakana ile “doll” kelimesi kullanılmışken, İngilizce çevirisinde “mannequin” kelimesinin kullanılması gibi yer yer ilginç veya aklıma gelen ilk şey bu olmazdı diyebileceğim bazı kelime kullanımları olsa da başarılı bir çeviri olmuş.

Sona gelecek olursak ATRI’yi hiç fena bulmadım ama başlamadan önce okuduğum bazı yorumlar ve VNDB’deki gördüğüm puanlamalardan dolayı daha etkileyici bir hikaye ile karşılaşırım diye düşünmüştüm. Etkileyici bulamamamın bir sebebi de aslında daha önce gerek görsel roman gerek anime gerek başka türlerde benzeri hikayeler okumam/izlememden kaynaklanıyor. Bu yüzden ortalama bir puan veririm sanırım ATRI’ye. Romantik bir hikaye okuyayım derseniz gayet gideri olan bir görsel roman.

there's some pretty good stuff in this vn: some good characters, strong emotional points, interesting ideas. but there are some questionable parts that hold it back, and i feel like the really good stuff was left unexplored.
the more i think about this vn the more i feel like it was the biggest fumble ever GOD

Feels like the weakest Makura work.
Even if i liked parts of it...