Resident Evil 4'ün inventory management'ı, Zelda tadıdna dungeon'lar, Shadow of the Colossus havası ve hikâye konsepti ve Dead Rising gibi zaman challenge'ı. Başka bir formülü de uyarladığı var mı diye gelmiyor aklıma henüz ama ecnebilerin bu oyuna yakıştırdığı "Frankestein JRPG" tanımı cidden uyuyor, bir sürü farklı oyun ögeleri barındırıyor.

Hikâyesi ile de beni germeyi ve umursatmayı ayrıca başarması ile oyun beni ayrı bir kazandı. Her ne kadar sonda tam olarak pek tatmin olmamış olsam da; overall olarak hikâyesi güzel deneyim oldu bana.

Dungeon dizaynları git gide zorlanıyor ama oyun hiçbir vakit kanser etmiyor. Oyundaki her tam bir oyuncu dostu şekilde ustalıkla dizayn edilmiş. Bir yerden düştüğünüzde oyun insta kill bile atmıyor, direkt sadece canınızdan bir parça gidiyor ve oyun sizi uygun bir yere bırakıyor. Zincir ile nişan alırken hem hedef almanızı kolaylaştıran zoom sistemi var ve hem de nişan alırken de zaman yavaşlıyor.

Oyunu uğraştırıcı hale getirmeye yönelik ne varsa oyun oradan uzak kalacak kararlar ile donatılmış. Oyunda zaman challenge'ı var mesela, time limit olayından hiç haz eden biri olmasam da asgari bir dikkat ile oynarken hiç sorun yaşamadım ben. Bir kere bile o zaman sınırından fail olmadım hiç.

Yani time limit gözünüzü korkutmasın, çünkü zamanı arttırabilmek de sizin elinizde. Oyunun genel zorluğu direkt hiç uğraştırmıyor olumsuz anlamda bence. Gayet dengeli bir zorluk, git gide zorlaşan ve derinleşen dungeon'lar ve hikâyesi ile oyun benim için tam bir combo.

Sorunları yok değil tabii. Kamera açıları bazen zorluk çıkarıyor ve o yüzden karakteri yönlendirmek ve özellikle sık sık tutunduğu anlarda onu yukarı doğru çıkarmak sorun yaratabiliyor. Müzik çeşitliliği yetersiz ve sonlara doğru 1-2 dungeon yer yer sıktı beni "Ne yapmam gerekiyor" diye.

Neyse ki genel görüşümü etkileyecek kadar darbe olmadı bu sorunlar bana. Pandora's Tower bence özel oyunlardan biri. Yaşattığı macera ve duygular ile beraberinde o atmosferi ile git gide içine düşebildiğiniz ilginç ve harika bir oyun.

Oyunu ilk başta gayet sevdim. Sonra biraz sıkmaya başladı kötü bir pacing yüzünden ama katlanırım dedim sorun değil falan derken 10 ya da 15 saat sonra oyun beni sıktı. Normalde önerirdim, belki hikâyesi ve karakterleri iyidir ileride de bilmiyorum ama oyun tarafı çok sıkıcı. Katlanamadığım sıkıcılık yok, ona rağmen çok sıkıldım. Hiç eğlenceli değil.

Megaten sistemini olduğu gibi taşıyor ama taşıyor sadece. Tüm savaşları auto battle spam yaparak oynuyorsun ve bu SMT 1 gibi pratik de değil tam. Üstelik random encounter sıklığı aşırı fazla, overworld'de bile 2-3 adım sonra encounter çıkıyor habire. Oyunda ilerleyemiyorsun resmen. Ve oyunu derinleştirecek büyü ve skill sistemi de hem çok işlevsiz ve hem de gereksiz zaten. Auto battle'a alıyorsun ve herkes düz saldırı spamlıyor ve bitiyor olay.

Dayandım, sabrettim ama yok. Kendime eziyet etmenin anlamı yok.

2.oyun gibi temiz bir oyun değil ama 2'ye kıyasla artıları da fazla benim için. Hayvan gibi çeşitlilik barındırıyor, ben böyle bir çeşitlilik görmedim gibi bir şey ve bölüm tasarımlarının keşfe açık derecede geniş olması ayrıca artı benim için.

Ara sahnelerdeki ses efektlerinin yer yer yetersizliği ve kötü bir pacing'e sahip olması tek sorunları oldu benim için. Boss'ların sayısı da azalmış önceki oyuna göre ama önceki oyunda savaştığım çoğu boss'u unuttum bile, yani çok fazla olması anlam ifade etmiyordu bana.

Savaş mekaniklerindeki combo dinamizmi 2.oyundan farklı ve daha yüzeysel aslında. Ayaklarına ayrı silah takamıyorsun bu sefer ama bunun karşılığında da öküz gibi çeşitlilik veriyor oyun. Bunlar dert etmediğim durumlar oldu o yüzden.

Hikâye ise... Şey.... Hikâye işte. Ben Bayonetta'larda takmıyorum o durumu. Çoğu oyunda olduğu gibi. Son boss'da sunum olarak yüzümü güldürdü fan service yaparak o yetti en azından. Hikâye iyi ya da kötü umurumda olmadı, duygusunu vermek istediği anlarda verdi bana.

Kısaca önceki oyuna göre bazı şeylerden kısıp bambaşka yönlerden artı sağlamış o yüzden sağlam bir oyundu benim için bu da. 2.oyun gibi temiz ve pacing'i akmadığı için 2.oyun hâlâ favorim seride ama bunun da çok geri kalır yanı yok.