Half-Life 2 ile ilgili tek büyük sıkıntım savaş mekaniklerinin aradan geçen 6 yılla birlikte gelişmesine rağmen düşmanlarla mücadelemiz ilk oyuna kıyasla çok zevksiz. Ve 1998 yılında inanılmaz basit düzeyde de olsa son boss koyan Valve 2. oyuna koymamış ve beni biraz üzdü açıkçası. En gözüme batan 2 sorunu aradan çıkardım. Ağzımı açık bırakan taraflardan bahsedeyim. Seneye 20 yılını dolduracak bu eser günümüzdeki çoğu oyundan daha güzel gözüküyor sıfır şaka. Ana menüyü görür görmez hassiktir çektim. Hikaye sunumu kesinlikle ilk oyundan daha iyi. Çevresel anlatım yerine daha geleneksel bir anlatıma başvurmuşlar ve hikayeyi tam anlamıyla öğrenmek için youtube'dan açıklama videosu izlemek yerine bunu tercih ederim. Bölümleri beğendim. Özellikle oyunun ilk 2 saatindeki araç kullandığımız kısımlar favorilerim oldu. "Half-Life 2 diye geldik Uncharted 0 oynuyoruz" dedirtti adeta. Ve bu araç sürdüğümüz kısımları çoğu kişi beğenmemiş. Bilemiyorum Altan... Bölümleri çok beğensem de sinir eden tek yanı Alyx'in "Bekle Gordon ben kapıları açana kadar gelen düşmanları paket et" dediği kısımlar ve bunlardan oyun boyunca çok var ve git gide tekrar etmeye başlıyor bu durum. Fizik motoruyla öne çıkan Half-Life 2'nin ilk saatlerinde kendimi habire fizik motorunu kurcalarken buldum. Daha işlevsel kullanılabileceği anlar olabilirdi diyeceğim de 2004 yapımı bir oyun olduğundan "Daha ne bekliyorsun amk salağı" diyerek uzaklaşıyorum bu görüşümden. Vuruş hissiyatı iyi (Arbalet GOAT).

İnanın çok arada kaldım 4 yıldız ile 4,5 yıldız arasında. İlerleyen zamanlarda yükselebilir belki puanım. Çünkü puan tabloma bakarsanız tam sınır bir puan verdiğimi görürsünüz. Bahsettiğim eksik gördüğüm yönler olmasa net favori oyunlarım arasına sokardım (4,5 ve üstü verdiklerim yani). Yine de Half-Life 2 zamansız bir oyun, aldığı övgüleri anlamakla birlikte benim de çok başarılı bulduğumu belirterek aranızdan ayrılıyorum. Adios.

86/100

Reviewed on Jul 14, 2023


Comments