Şu sıralar FPS oyunlarına sardığım doğrudur. Wolfenstein The New Order oynamakta biraz geciktiğim bir oyun oldu. Ertele ertele derken oyunu yeni bitirdim. Oyun hakkında düşüncelerime gelirsek, alternatif tarih ilgi çekici bir konsept. Sinemada Quentin Tarantino, edebiyatta Philip K. Dick alternatif tarih konusunda hatrı sayılır işler yapmış isimler. Oyunlarda da Wolfenstein bunun iyi örneklerinden. Yan karakterler birazcık daha işlenseymiş bu konsept daha iyi hale gelirdi. Oynanışa gelirsek özellikle iki elde silah kombini ve lazer silahlar oldukça hoşuma giden özelliklerden oldu. Bununla beraber oyun bir FPS için sanki fazla tekrara düşüyor gibi. Bölüm dizaynı ve görevler birazcık daha çeşitlendirilebilirmiş. Oyuncu gizlilikle ilerlediğinde belki yer yer bu tekdüzelikten kurtulabilir ama yine de çeşitlilik şart.

Toparlarsak oyun genel olarak iyi. Halen daha oynanabilir. 90'ların arcade FPS oyunlarını özleyenler kaçırmasın. (Hatta oyunda güzel bir sürpriz var. Bi Nightmare! yapın derim :) ). Ha bu arada oyunun geliştiricisi her ne kadar MachineGames olsa da yayımcı Bethesda. Kaplamalara, yüzlere falan bakınca oyun Bethasdayım diye bağırıyor anasını satayım. Bethesdanın adını gördüğüm duyduğum bir yerden zaten grafik falan beklemiyorum. Bir oyun firması bu kadar mı inatçı olur ya? Skyrim ucubesinden beri aynı halt. Az biraz özenin şu grafiğe be.

2010 yılında çıkmış olan Black Ops benim için Modern Warfare 2 ile beraber en iyi Call of Duty oyunudur. Black Ops gerçekten de serinin nev'i şahsına münhasır senaryosuna sahip. Gerek karakterleriyle gerek Max Payne vari bölüm tasarımlarıyla ve psikolojik temasıyla seride ön plana çıkan bir yapım. Son yıllardaki "yeni" Modern Warfare oyunlarının hikayeleri pek ilgimi çekmese de Black Ops Cold War'a bir şans vermemek olmazdı. Black Ops Cold War düşük beklentiyle girdiğim ve sonunda oldukça hoşuma giden bir Call of Duty oyunu oldu. Bence en az Black Ops kadar iyi bir single player'a sahip. Black Ops II'de de yer alan alternatif sonlar sistemi burada da var. "Ashes to Ashes" ilgi çekici bir bad ending olmuş mesela. FPS mekaniğini ele almaya gerek yok. Call of Duty serisinin en iyi yaptığı bir şey bu zaten (Ama 2019 MW bu konuda bir tık daha iyiydi sanki. Belki de kullandıkları oyun motoru farklıdır.). Bunun yanı sıra casusuluk mekanikleri de eh işte fena değil. Senaryoyu genel olarak olumlu bulsam da en büyük eksisi kesinlikle Perseus. Koca serinin neredeyse her oyununda illa ki bir şekilde kötü karakterle yüzleşiyoruz. Perseus ise ismi var kendisi yok. Ben başta Francis Ford Coppola'nın başyapıtı olan -mükemmel bir film- Apocalypse Now filminde Marlon Brando'nun canlandırdığı Colonel Kurtz'le olduğu gibi bir yüzleşme falan olacak diye düşünmüştüm. O da olmadı. Perseus harcanmış maalesef. Ha bir de oyun biraz daha uzun olsaydı keşke. Bu süreyi Perseus ile iyi kullanasalardı cidden adından söz ettirirdi. Mason ve Woods da fazla sönük kalmış. Fan service işte. Daha iyi olabilirdi.

VE EVET. BLACK OPS CAMPAIGN REMASTERED İSTERİZ. OLD SCHOOL OLMAK BUNU GEREKTİRİR ÇÜNKÜ.

13 yıl aradan sonra bu sefer remastered sürümü ile oynayıp bitirdim. MW2 halen daha tam manasıyla bir FPS klasiği olduğunu hissettiriyor. Hikayesiyle, twistleriyle, etkileyici ve vurucu bölümleriyle, vuruş hissiyatıyla ilk oyunun üzerine koymayı başarmış. 2024 yılında bile kendisini oynatıyor. Hiç eskimemiş. Yine de, oyunun hakkı verilmek isteniyorsa kesinlikle remastered sürümü oynanmalı. Remastered sürümü oyunun esas, hak ettiği versiyonu olmuş (bir nevi The Last of Us Remastered gibi). Hatta ben oyunun orijinal 2009 versiyonunun grafiklerini bile dönemi için birazcık eski bulmuştum. Dolayısıyla puanlamayı da buna göre yaptım. Remastered sürümünü puanlamada esas almayı daha isabetli görüyorum o yüzden. Özlemişiz bu serinin güzel zamanlarını. Sen eskiye dön biz deliye dönelim Call of Duty. Son yıllardaki oyunlarından ötürü de pek umudum yok gerçi. Umarım yanılırım...

Tabii ki daha yüksek sesle: BLACK OPS REMASTERED SÜRÜMÜNÜ ÇIKAR SAYIN ACTIVISION. OYNAYIP 5 YILDIZ VERİP GEÇECEĞİM DE...

This review contains spoilers

40 saatlik bir oynanışın sonunda bu oyunun hakkını teslim etmem gerek. Remake, orijinal oyunu gerçekten harika bir şekilde yansıtmış. Müzikleriyle, karakterleriyle ve Midgar atmosferiyle köklerine sadık kalmayı başardığı gibi savaş sistemi ve dövüş mekanikleriyle de seriye farklı bir hava katmış. Eksileri biraz daha az olsa 5 yıldız verip geçecektim. Ancak eksiler görmezden gelinebilecek düzeyde değil çünkü. Ciddi eksileri de var oyunun. Genel olarak:

Artılar
+Yeni savaş sistemi ve dövüş mekanikleri oldukça başarılı. Karakterler arası geçişler ve ATB barıyla beraber çok akıcı olduğunu söylemeliyim.
+Müzikler ve karakterlerin yüz animasyonlarına hayran kaldım.
+Japonca seslendirme ile oynamak da ayrı bir güzeldi.
+Boss savaşları genel olarak tatmin edici.
+Her ne kadar son bölümde yapılan tercih ile orijinal oyunun hikayesinden sapma olsa da Sephiroth boss savaşı muazzamdı.

Eksiler
-Texturelar neydi abi öyle? O kadar manzara diye geldik 480p ayarında slayt gösterisi var anasını satayım.
-Düşman tasarımları ve kontrol ettiğimiz karakterler karşılaştırıldığında biraz fazla dengesiz gibiydi yer yer. Özellikle uçan düşmanlarla savaşmayı bir ben mi beceremedim bilmiyorum. Resmen işkenceydi. Oyunun akıcılığını bozuyordu (ya da ben beceriksizim 🤔).
-Yan görevleri sıkıcı buldum.
-Bölüm tasarımları fazla lineer olmuş.
-Hikayedeki değişikliği pek olumlu bulmadım. Ama işte yularıda bahsettiğim gibi Sephiroth boss savaşı ile kapatılmaya çalışılmış. Haliyle hem artı hem eksi bir durum bu.


Toparlayacak olursak çok güzel oyundu. Eksileri olmasa neredeyse başyapıt olacakmış. Umarım sonraki oyunlarda bu eksiklikleri kapatırlar.

Çok özlemişiz bu evreni.