Oyunun içeriğinden felan ziyade ban problemi var. Oyunda her şeyden ban yiyebilirsiniz ama her şeyden. Hackerlardan sıkıldınız bireysel loby açtınız ban. Sandık açtınız modderlarin yaptığı sahte sandıktı ban. Hayvan vuldunuz koydunuz ban. Çok para kastınız rs bunu yapmazsın dedi ban. Biri sizi reportladi rasgele ban. Hileci olsanız ban yemessiniz. Kafanıza meteor atanlar oyuna devam eder ama siz ban yersiniz. Bir de bomboş bir dunya var ve her şey yanınızda birini istiyor. Gold almanız gerekliliği felan ayrı konu zaten.

Çocukken benim hiç aterim olmadı. Arkadaşımın vardı onda da oynamaktan ziyade izliyorum. Hiçbir zaman gerçek prensesi kurtaramadık maksimum 8 veya 9. seviyeye geldik. Bu nedenlerden dolayı mario hiçbir zaman çocukluğumun oyunu olmadı.
Çok fazla Mario'ya başladım ve çok azını bitirdim. Odyssey i de oynadım ama gyrolu kontrolcüm olmadığı için bir şeyler eksik hissettiriyordu ondan dolayı bıraktım. Önce Joycon almayı düşündüm ama pc ile çok uyumlu olmadıkları, kolay bozuldukları ve bulması zor olduğu için vazgeçtim ve Ender'in abi gyro ile oyna seversin demesi üzerine dualsense alıp başladım.
İlk Galaxy'i bitirdim ama tüm taçları alana kadar loglamak istemedim ondan dolayı Odyssey'in incelemesi daha önce geldi. Galaksi gyro ile mükemmel olduktan sonra Odyssey'e tekrardan şans verdim ve sorunun kontrocü olduğunu anladım. Bu oyun tamamen joy con için tasarlanmış. Hatta switch lite da bile oynamanızı tavsiye etmem. Gyro ile oyundaki tüm kontroller açılıyor ve o zincirlenmiş hissi gidiyor. O zaman oyun inanılmaz zevkli ve tatlı oluyor. Diğer Mario oyunlarının aksine sonunda bir bütün harita var. Galaksi deki en büyük sorunum aynı haritaya tekrar tekrar gitmemiz gerekmesiydi. Od bu sorunu tamamen çözüyor. Post game içeriğine çok fazla bakmadım gördüğüm kadarıyla bir arena modu var bir de prenses kendisi maceraya çıkmış onunla takılıcaz. Peach'i ararım ama arenayı yapmam muhtemelen ve oyunu o şekilde bitiririm.
Not: New York çok güzeldi be.

This is a legal robbery part 2.

O kadar oynadıktan sonra diyebileceğim tek şey ben ne yapıyorum oldu. FF7 en sevdiğim oyunlardan birisi Crisis Core en sevdiğim oyun olsa da bu değil. FF 7 böyle bir şey olmamalıydı. Bu grafiklerle yapılacak herhangi bir aynı tarzda single player oyun yapılabilirdi ama square enix bizim yüzümüze tükürmeyi seçti. Yazık.

Şehir kurma oyunları her zaman bana amaçsız gelmiştir. City skyline, sims city her zaman bir noktada: "eee şimdi?" Sorusunu sormama neden oluyor. Belli bir noktada şehir artık doygunluğa ulaşıyor. Ekleyebileceğiniz veya yapabileceğiniz bir şey kalmıyor. Bu oyun da bunu hikâye ekleyerek aşmaya çalışmış. Bir amacınız var onu yapıyorsunuz ve oyun bitiyor.
Oyunda bir yeri olduğu için hikâyeden başlarsak: önceki oyunlarla ilişkili bir hikâye var mı yok mu açıkçası bilmiyorum. Ben sadece steamdig world 1 i bitirdim onun da hikâyesini hatırlamıyorum. Hikâyenin kendisi ise var amaç veriyor, o kadar. İyi değil başında sonunu anlayabiliyorsunuz, iyi olmasına da gerek yok diyorsunuz.
Oynanış: iki kısımdan oluşuyor. Birincisi şehir kurma ikincisi dungeon kısmı. Bu iki kısım arasındaki uyum çok iyi. Birini yapmazsanız ötekini yapamazsınız. Nüfus arttırmak geliştirmek eğlenceli. Dungeon da gelişmek güzel ve eğlenceli bir çok şeyi oyun söylemiyor bir şekilde çözüyorsunuz ama bu içerik çok bir anda bitiyor. Oyunu kavrıyorsunuz ve oyun bitiyor. Endgame content çok yetersiz kalıyor. Devamını istiyorsunuz veya devamının olması gerekiyormuş gibi geliyor. İçerik azlığı demek de tam doğru mu bilmiyorum çünkü oyun 10 saat sürdü ve bitti. Yeterli bir süre mi değil mi bilmiyorum.
Sonuç: çıtır cerez bir oyun oynamak istiyorsanız oynayabilirsiniz.

Bir indie yapımcının tutku projesi olan Deicide, hem oyun dünyasına hem de psikiyatri-felsefe dünyasına katkı sağlıyor. Nihilist bakış açısını basit bir yumurta ile anlatarak yaşadığımız gündelik hayatı sorguluyoruz. Seçimlerimizde özgür müyüz değil miyiz ? Biz kendimizi özgür hissetsek de bizden daha üstün bir varlık için aslında özgür değiliz çünkü özgürlüğümüz tıpkı yumurta gibi bizim seviyemizdeki varlıklar için var. Özgürlüğün bu felsefi bakış açısına değinerek bize inanılmaz bir yapım sunuyor.

Bu onun hikâyesi onun tercihleri. Sumio Mondo' nun macerasını oynarken nutkum tutuldu. Verdiğim her kararı dikkatle seçmeye çalıştım. Mondo'nun iyi veya kötü olmayan gri olan karakterini oyun harika bir şekilde yansıtmış. Sadgate' in ilerideki işlerinde bu karakterin hikâyesini nasıl devam ettireceğini heyecanla bekliyorum.

Bir puzzle oyununu iyi yapan şey onu çözebilmektir. Özellikle baba is you dan sonra bu argümanın doğruluğundan emin oldum. Portal'a felan girip konuyu dağıtmadan sadace cacoon üzerine konuşacağım.
Cacoon bir puzzle oyunu. İçinde boss fight barındırsada bunu size puzzle çözdürerek yapıyor ve gayet de güzel bir oyun. Temel mekaniği kağıt üzerinde ordukça karışık dursada oyun içerisinde sizi delirtecek kadar çileden çıkartan herhangi bir yer yok. Sonlara doğru hafiften angarya gelen bir yer var orasının haricinde de angarya yapıyorsunuz gibi hissetmiyorsunuz. 4 saatte hızlıca bitirip rafa kaldıracağınız türden sıkmayan yatarken oynamalık bir oyun. Baştan o gizemli indie havası vermeye çalışsa da sonrasında o ilgi çekici evren olayını kaybediyor ve puzzleları çözmek için oynuyorsunuz. Belkide benimle ilgilidir ama artık oyunlar o eski gizemli havasını benim için yakalayamıyorlar bu da hikaye ve atmosfer konusunda eksikliklere neden oluyor.
Atmosfer ve hikaye konusunda Limbo'nun başardığı şeyi yapmaya çalışıp yapamayan bir iş varmış gibi hissettiriyor. Ne yazık ki Cacoon güzel ama unutulacak bir oyun olarak tarihe adını yazdırıyor.

Oyun değerlendirmenin gittikçe daha da zorlaştığı zamanlardayız. Eskisi gibi oyunu değerlendirmek yetmiyor, verdiğin zamana değer mi sorusunun üzerine verdiğin paraya değer mi sorusu da eklendi. Rift apart ps5 özel oyunu ps4 de yok next gen dediğimiz oyunlardan birisi ne kadar next değil diye sorarsanız ? ''Hiçbir fikrim yok derim.'' Artık ps3 veya ps4 döneminde değiliz. Ps2 den ps3 e geçerken neler oldu diye sorarsanız artan grafikler, bölüm dizaynları mekanikler sunum kalitesi diyebilirim. Ps3 ile fotorealistik oyunlarda artış yaşandı teknolojinin atladığı hissediliyordu. Ps4 ile açık dünya belli bir standart haline geldi ps3 deki rdr gibi açık dünya oyunları prototip diyebileceğimiz oyunlar yapılmaya başlandı. Hem ps3 hem ps4 deki gerçekleşen değişimler oyunlarda teknoloji değişti demenize neden oluyordu. Ps5 de veya bu oyunla ise başta parçaçık effektleri gelişti artık oyunlarda sürekli yıkılan parçalanan bol aksiyonlu yerler mi göreceğiz diye düşünsem oyunun genelinde böyle bir durum söz konusu değildi. Next gen saçmalığını bir kenara bırakırsak, oyun olarak ratchet eğlenceli çerezlik bir oyun. Çok çeşitli silahlar var onları kullanmak zevkli mekanikler zevkli parçalanmalar zevkli (pc optimizasyonu kötü) hikaye meh kötü değil iyi de değil merak ettirmiyor ama rahatsız da etmiyor. Oyunu oynarken pixar kalitesindeki çizimleri ile hikayeyi işletiyor. Kısaca oyun olarak güzel bir oyun ben baya geze toza 15 saatte bitirdim yani çerezlik bir yapım. Peki kaç para verilir. Steam'in 20 kasım ile dolara geçmesi yüzünden yaşanacak dolarla 60 dolar olayından dolayı 60 dolar verilir mi? 15 saatlik bir oyun günümüz için yeterli mi ? Normalde incelemelerde bu konulara girmem ama girilmesi gerekiyor mu ?
Oyuna geri dönersek silahın kullandıkça seviye atlaması mermi sınırlamasının olması sizi başka silah kullandırmaya itmesi cidden hoş. Genel olarak oynanış çok iyi ve tekrara düşmüyor. Ratchet oyun oynamak istediğiniz zaman oynayabileceğiniz 5 günde bitirebileceğiniz rahat bir oyun bir göz gezdirebilirsiniz.

Güzel ama düz sonic herhangi bie olayı yok. Bir kez bitirdikten sonra saldım. Gene de eğlenceli bir oyun.

2 tanesini de denedim, bu serinin benlik olmadığına karar verdim.

Mgs serisinin en büyük sorusuna bu kadar sikko bir cevap verileceğini 40 yıl düşünsem aklıma getiremezdim.