Mayhem Brawler şu zamanların öne çıkan biri türü olmayan Beat'em up tarzının çok güzel bir temsilcisi. Küçükken hepimiz oynamışızdır tarayıcılarda bu oyun türünü. O yüzden oynayanı çok güzel bir nostaljiye sokuyor. Mayhem Brawler diğer Beat'em up'ların yaptığı şeyleri yapıp üstüne oldukça güzel şeyler ekliyor. Mesela oyunda bölüm bölüm ilerliyorsunuz ve bu bölümler arasında siz seçim yapıyorsunuz. Dİğer bölüm kaybolmuş oluyor. Böylelikle tekrar oynanabilirliği arttırıyor. Üstüne oyunda 5 farklı oynanabilir karakter , 12 boss , 30 farklı düşman tipi olması oyunun tekrar tekrar oynasan bile sıkılmamana neden oluyor. Bunlar dışında mekanikler oldukça basit. Mortal Combat gibi , ya da başka dövüş oyunlarındaki gibi belirli sıralarda 3-4 butona basayım özel hareket yapayım felan yok. Oldukça basit. Ama basit olması kötü olduğu anlamına da gelmiyor. Aynı zamanda oldukça güzel. Sanat tarzı da çok hoş hem oyunun sanat tarzında hem de hikaye anlatım tarzında. Hikaye anlatımı sanki bir comic okuyormuşcasına ilerlerken oyun tarzı da aynı şekilde 90'lardan bir comic sahnesi oynuyormuş gibi. Oldukça güzel. Tek sorunu tek oynayış süresinin 2 saat civarı olması. Oldukça kısa. Bu bir sorun mu , daha uzun olsa daha iyi mi olurdu tam emin değilim ama belirtmek istedim. Sonuçta 2 saat olsa da 5 farklı oynanabilir karakter var , isteyen gitsin baştan başlasın.

Sonuç olarak oyun gerçekten güzel. Türk oyunu diye övmüyorum , cidden türünün güzel bir örneği.
🥈🅖🅤🅜🅤🅢🥈

Ghostrunner'ı isminden dolayı aldım. Daha çok cyberpunk temalı bir evrende geçen yarı open-world bir aksiyon oyunu sandım ama alakası yok. Bu oyunun tarzını bölüm bölüm ilerlediğin ve her bölümde hiç hasar almadan geçmen gereken bir platform oyunu olarak tanıtabiliriz. Yani superhot-hotline miami ama platformlusu. Oyun kendisine çok güzel bir dünya kurmuş. Çok güzel bir cyberpunk evreni. Karakterimiz burada böyle kendine verilen görevleri yapan ninja gibi bir şey. Bunlara işte cyberpunk diyorlar. Tabi bunlar insan değil. Robot tarzı bir şeyler. Hikayemizde de bizi yaratan reise karşı çıkarken reis bizi tokat manyağı ediyor ve bozuluyoruz. Sonrasında biri bizi tamir ediyor ve gene reise karşı çıkmaya gidiyoruz tarzı bir hikayeye sahip. Sıradan olsa da kötü değil. Oyunda bizim tek dostumuz var o da kılıcımız. Ama kılıcımız yanında zamanla açılan 4 skill'e daha sahibiz ve oyunda genel mekaniğimiz olan dash ve dash yaparken gelen zaman yavaşlamasıyla önümüze çıkan farklı düşman tiplerini yene yene ilerlemeye çalışıyoruz. Genel yapı bu. 5-6 tane düşman tipi var ama oyun kısa olduğundan oldukça yeterli. Platformlar'da çeşitli olmuş sadece şuraya atla buraya atla değil. Bizi sıkmadan oldukça tatlı bir şekilde yedirmişler.
Kısa çerezlik güzel bir deneyimdi. İyi ki oynadım beni baya memnun etti. Platform ve tek hak tarzlı oyunları seven varsa oynasın. Öneriyorum

Far Cry'ın dördüncü oyunu. Büyük ihtimal bunu şu anda oynayan biri üçüncü oyunu oynayıp bu oyuna gelmiştir. Ve size üzücü bir şey söyleyeyim. Bu Far Cry serisi cidden dedikleri kadar var. Önceki oyun üzerine hiç düzgün bir yenilik yok. Cidden aynı oyun. Sadece hikayesi farklı. Hikayesi de gene alakamız olamamasına rağmen bir şekilde kendimizi Afrika'nın ortasında buluyoruz. Bu seferki nedenimiz annemizin küllerini doğduğu mekana getirmek.Geri dönüyoruz ve bu mekanı yöneten diktatör abi bizi evine alıyor. Sonrasında evini isyancı grup basıyor ve bizi bir şekilde kurtarıyorlar/kaçırıyorlar. Ne isterseniz artık. Sonrasında öğreniyoruz ki bizim peder bu isyancı güçlerin kurucusu ve bir şekilde bunların tarafında olarak oyuna başlıyoruz. Amacımızsa klasik şekilde bu diktatör abimi outpost'larını felan ele geçire geçire görev yapa yapa tahtından düşürmek. Ana kötü karakterimiz 3. oyundaki villain Vaas gibi çok orjinal değil. Gene var çılgınlığı felan ama oyun dünyasına ismini yazdıracak kadar bir orjinalliği yok. Neyse oyunun hikayesi kısacası böyle. Çok orjinal olmasa da güzel bir kaç yenilikle hikayeyi ilgi çekici hale getirmişler. Mesela isyancı grubu 2 kişi yönetiyor ve bunların arasında bir güç çekişmesi var. Bu ikisi de birbirinden uç insanlar. Biri töre , din diye kafayı bozmuş biri salsak yeni bir diktatör olacak bir kadın. Oyun bunların arasından bizden çeşitli yerlerde seçim yapmamızı istiyor. Ve bu oyunun hikayesinin içine girmene yardım ediyor. Bunun dışında güzel side-story diyebileceğimiz tatlı görevlerimiz var. Önceki Far Cry oyununda olduğu gibi super natural temasına sahip bir kaç kısım var. Bunların dışında her Ubisoft oyununda olan klasik şeyleri kafamıza atan bir FPS oyunu. Git kule aç , collectable topla , outpost bas , random event olarak karşına çıkan şeyleri yap felan. Yani özellikle anlatabileceğim bir mekaniği yok. Klasik bir Far Cry oyunu klasik bir FPS oyunu.

Zaten bu Far Cry oyunları aslında çok iyi oyunlar. Ama bu sadece her oyuna kendi çerçevesinde baktığında geçerli. Tek sıkıntıları yeni Far Cry oyunu olarak çıktılarından orjinal olmayan ve rutin bir oyuna dönmesi. Kısacası ben bu oyunu öneriyorum. Ama bir önceki oynadığınız first person shooter oyunuyla arasına biraz zaman koyup oynamanız sizin için daha iyi olur. 🥈🅖🅤🅜🅤🅢🥈

Deathloop oyun dünyasına yenilik katmayan bir oyun. Ama bu demek değildir ki kötü. Oyun oldukça iyi. Sektörde var olan mekanikleri oldukça iyi kullanmışlar bu oyunda. Oyunu oynamak akıyor. Oldukça geniş silah ve yetenek çeşitliliğine sahip. Sadece silah ve yeteneklerin varlıkları değil aynı zamanda onlar üzerinde kullandığımız upgrade'ler ve silahların kendi içerisinde gerek nadirlikten gelen yetenekler gerek aynı nadirlikte olmalarına rağmen gelen farklı yetenekleri oyuna oldukça geniş bir oynanış katıyor. Düşmanlarımız ise sadece insanlar. Farklı düşman çeşitliliği yok sadece farklı silahlar taşıyorlar. Mükemmel yapay zekalara sahip olmasalar da oldukça idare eder yapay zekaya sahipler. Oyun ilerleyiş ve hikaye anlatımını oldukça güzel tasarlamış. Genel hikaye tasarısı dünyanın bir döngüde olması üzerinden ilerliyor ve bu döngünün varlığını herkes bilse de sadece belirli kişiler her döngüde anılarını hatırlıyorlar. Biz de bu kişileri elimine edip döngüden kaçmaya çalışıyoruz. Ama öyle bu tek günde biten bir oyun değil bu. Defalarca kez bu döngüyü tamamlıyoruz ve her birinde daha iyi silahlar elde edip ve yeni bilgiler elde edip amacımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Oyun rogue-like bir yapıya sahip döngü içerisinde bulduğumuz silah ve yetenekleri o döngüde de bulduğumuz puanlarla kalıcı olarak bizim yapabiliyoruz. Oyunun en güzel ve bizi oyundan sıkılmaktan alıkoyan en iyi şeyi ise invade mekaniği. Biz bu döngüyü kırmaya çalışırken bizim döngüyü kırmamızı engelleyen insanlar çıkıyor karşımıza. Gerçek insanlar. Oyun modu böyle pve'den pvp'ye dönünce insan böyle titremeye gerilmeye başlıyor. Çünkü ölmenin cezası büyük , tüm döngüyü baştan yapmak. Ve bu şekilde bizi invade eden 1 kişini varlığı oyunda tekrar ettiğimiz rutinden sıkılmaya başlamışken bize bir ilaç gibi geliyor. Oyun istediğimiz tarzda oynamamız konusunda bize yeterli özgürlüğü tanıyor. İstersek full barzo bir build yaparak istersek tamamiyle stealth bir build yapabiliyoruz. Hikaye öyle ahım şahım bir hikaye değil ama kötü de değil.

Kısacası Deathloop çok şey yapmayan ama yaptığını da iyi yapan bir aksiyon oyunu. Öneriyorum. Oynayana kesinlikle iyi bir deneyim yaşatacaktır. 🥈🅖🅤🅜🅤🅢🥈

Bu arada oyun bitti 1 saat bile sürmedi yarıda yazmadım yani incelemeyi. İkinci oyununu gördüğümde bunu da aldım ki sırayla oynayayım seriyi ama çok almama bile gerek yokmuş çünkü oldukça kötü bir oyun. Ortalama üstünde grafikleriyle ki aslında o kadar da yüksek değil ,sadece hazırlandığı temayla ve bir iki güzel hileyle iyi gözükmeyi sağlıyor, alıcı bulmaya çalışıyor. İkiyi oynamadım ama o ortalamanın bir tık üzerinde olursa bunun için bir teknoloji demosu diyebiliriz. 1 tüfek , 1 pompalı ve 1 tabancayı elimize verip ne olduğunu anlamadığımız bir olayın içine bizi fırlatıyor. Olayları anlamadan az sayıda ve basit hareketlere sahip düşmanları üzerimize salıyor. Tek olan bu. Sinir bozucu bir hareket şeması var ama bence bu tasarımından dolayı öyle olmuş yapamadıklarından değil. Ama tasarımından dolayı böyle olması affedebileceğimiz anlamına gelmiyor. Şahsen tam sınır noktamdaydım ve silecektim oyunu ama zaten bitti. Bu yüzden yapımcının uzatmamaya çalışmasından mutluyum. Kısacası bu oyun bizi grafikleri ve tatlı kız ana karakteriyle dolandırmaya çalışan bir yapım benim kanımca. Oynamanızı önermiyorum bunun yerine oynayabileceğiniz tonla oyun var.

💩🅑🅞🅚💩

Hayatta kalma türünde kendini kabul ettirebilmiş oyunların en başını çekiyor Subnautica. Bu olayın da hakkını veriyor. Oldukça güzel tasarlanmış dünyasını , güzel mekaniklerle kendine has şekilde sunuyor bize. Güzel yapılmış base , araç sistemi var. Loot olayı da oldukça iyi tasarlanmış. Geniş ve derinlikli bir haritaya sahip olduğundan dünya sizi sıkmıyor . Bu yaptığı güzel işlerin yanında da alttan alttan bize verdiği klasik bir kaza hikayesinin üstüne kendi eklediği detaylarla hikayeyi de size güzel bir şekilde aktarıyor. Oyun oldukça ürpertici bir ortama sahip ama zaten yapımcılar böyle istiyor. Senin aracını tutup sen ne olduğunu bile anlamadan patlatan dev yaratıklar ya da bu yaratıkların varlığını bilmene rağmen bile onları görememenin sana verdiği gerginlik hissi... Bu oyunda bunlar normal. Bu yaratıklar class'lara ayrılmış ve bunların arasında Leviathan sınıfı ,ki bu içlerinde en büyük ve en sıkıntılı olanları, sınırlı sayıda. Bunlar arasında öldürdüklerin tekrar doğmuyor ama öldürmek de kolay değil. Zaten developer'ların amacı da bu olmuş. O kaçınılmaz tehlikenin varlığında arka planda gelen korkutucu seslerle iliklerine kadar titretiyor seni bu ortam. Tabi ki de bu oyunu kurallarına göre oynadığımızda geçerli. O büyük yaratıkları çok çaresizce oyunun isteğinin tersi bir biçimde de öldürebiliyoruz ama böyle yapmayı önermiyorum. Zaten survival türündeki oyunların amacı içinde bulunduğun durumun içindeyken yalnızlığı ve çaresizliği sana hissettirmek değil midir? Bu yüzden bu oyun oldukça başarılı. Oyunda gelişim hissi de oldukça iyi her yeni yaptığınız şeyle daha çok gelişiyorsunuz ve bunu bir döngü şeklinde devam ettiriyorsunuz ama bunu size sıkmadan yaptırıyor. Oyunun sıkıntıları da var tabi. Dört dörtlük bir oyun değil sonuçta. Bazı sinir bozucu buglar , yaratıkların duvarların içine girmeleri , su yaratıklarıyla savaş sisteminin çok kötü olması falan filan. Hatta oynarken bu yavanlığı görüp şaşırıyorsunuz bu oyun böyleyken nasıl bu kadar çok seviliyor diye. Ama şu ana kadar deneyimimden çıkardığım kadarıyla en iyi oyunlar her zaman seni içinde bulunduğun durumu sana en çok hissettiren ve moda en çok sokan oyunlardır. Half-life gibi örneğin. İşte bu oyunda öyle. Bulunduğun durumu , hayatta kalma çabanı ve çaresizliği sana kesinlikle hissettiriyor. Öneriyorum , türü sevenler kesin oynasın.

🥈🅖🅤🅜🅤🅢🥈

Herkesin küçüklüğünde oynadığı bir klasik. Ama oynayanlarının da %90'ından fazlası bitirememiştir. Çünkü bu oyun bizim zamanımızda insan katletme oyunuydu hikayesine çok giren olmazdı. Ama artık zamanı geldi ve bu oyunun hikayesine el attım bu sefer. Ve iyi ki de atmışım. Çok korkuyordum , efsanevi GTA oyununun hatta özellikle benim favori GTA oyunum olan Vice City'nin sadece bir çocukluk takıntısı olma ihtimali karşısında. Ama hiç de öyle değilmiş. Mükemmel bir oyun. Her görevi birbirinden güzel hazırlanmış , kendi içerisinde her birinin değindiği bir şey var ve bunu kendisine özel olan mizahi tonuyla yapıyor. Küçükken bilmezdik tabi bunu. Dondurma fabrikası aldığımızı hatırlardım ama nereden bileyim o araçta aslında uyuşturucu sattığımızı felan. Kendi içerisinde bunun gibi her görevin bir setting'i var ki çok güzel. Neyse , definitive Edition getirdiği faklara bakmak gerekirse ; oynanış oldukça modernize , genel grafikleri bu zamana göre iyi hale gelmemiş hatta tercih edilen tarz olarak kötü gittiği bile söylenebilir , hikaye ve görevler aynı kalmış içine edilmemiş. Kısacası Remake seviyesinde bir iş yok bu oyunda. Sadece modernize edilmiş ve üstüne en küçük ekleme yapılmamış yavan bir iş olarak kalmış. Buna rağmen efsanevi Rockstar'ımızın tam para istemesi biraz üzücü. Yani hala müthiş bir oyun ama bir Türk gencinin bu parayı vermesini istemem. Kısacası oyun hala taş gibi ama almayın. Öneriyorum ama aynı zamanda önermiyorum.

🥇🅐🅛🅣🅘🅝🥇

Türk oyun sektörünün en büyük isimlerinden biri olan Enis Kirazoğlu'nun oyunu. Oldukça büyük hype'larla çıktı ve kötü bir oyun olma şansı azdı. Ve öyle de oldu. Bu oldukça kaliteli bir oyun. 2D aksiyon macera oyunları arasında klasik seviyesinde olmasa da yüksek seviye bir oyun statüsünde. Oldukça akıcı bir aksiyonu var. Oynanışı zevkli. Çok başarılı olmasa da araya koyulan platform ve minik bulmaca kısımlarıyla tempo iyi ayarlanmış. Kendisine has çok derinliğe sahip olmasa güzel bir gelişme mekaniği yapılmış. İnsanlara söylediklerimize göre kötü ve iyi puan alıp bunlarla upgrade ediyoruz karakterimizi. Oyunun zorluğu güzel ayarlanmış. Bazı yerler oldukça zor olsa da yapılabilir bir seviyede ve checkpoint'ler birbirine çok yakın olduğundan her şeyi üst üste yapmadan kaldığın yerden devam ediyorsun. Boss ve silah çeşitliliği de zamanına göre yeterli. Silah comboları oldukça hoş , özellikle sopanın hissiyatı 10 numara. Hikayesi için "Aşırı müthiş başka bir yerde göremezsin." seviyesinde olmasa da kendi içerisinde bir ilgi çekiciliği var. Sanat tasarımı oldukça güzel olmuş. Arka plandaki eşyalarları kullanamasakta çoğunu kırabilmemiz oyuna hoş bir hava katmış. Enis Bey güzel yazmış diyalogları , oldukça hoş bir mizaha sahip. Müzikleri de oldukça iyi. Oyun 4 saat civarında tadında güzel bir şekilde bitiyor. Şahsen oyunun türe yeni başlayacaklar için oldukça güzel bir giriş oyunu olacağına inanıyorum. Öneriyorum , alın oynayın.

🥈🅖🅤🅜🅤🅢🥈

İkinci oyununda radikal bir kararla açık dünya oyununa dönüşen Shadow Warrior tekrardan eski düz koridor temalı işleyişine tekrar döndü ve bence en iyisini yaptı. İlk oyunda uzatılan gereksiz oyun tarzının yerine daha rafine ve kendi tarzında bir oyuna dönmüş. Ama ilki gibi de olmamış. Daha çok Doom tarzında bir oyuna dönmüş. Hikaye'yi de güzel devam ettirmişler. İlki gibi kendi mizah tarzını da koruyor ve bence hala oldukça komik. Düşman çeşitliliği zamanına göre yerinde ama düşmanlara attığımız Fatality'ler (ya da ulti ne demek isterseniz artık) sadece 1 tane olduğundan hep aynı şeyi yapınca bir tık sıkmaya başlıyor. Oynanış önceki Shadow Warrior'dan çok Titanfall oyunlarına benzemiş. Oyuna Grapling Hook eklenmiş ki bu da oynanışa güzel bir çeşitlilik katmış. Kısacası genel olarak süresinin kısa olması dışında çok bir sorun yok. 3-4 saat daha uzun olsaymış daha güzel olabilirmiş. Ama önceki gibi gereksiz uzunluğun yerine bunu tercih ederim. Tek sıkıntısı artık fiyatının süresine göre çok tuzlu olması oldu. Yani ben çok beğendim hatta bayıldım , öneriyorum.
🥈🅖🅤🅜🅤🅢🥈

Post-apocalyptic bir dünyada Çernobil'in etrafında radyasyonla , doğaüstü anomalilerle , mutasyon geçirmiş hayvan ve insanlarla , askerlerle , farklı politik gruplarla , bandit'lerle dolu bir maceraya atılıp kim olduğumuzu keşfediyoruz. Oyun kendisine has bir evren tasarımına sahip. Müthiş sesleriyle , güzel oyun tasarımı ve hikayesiyle birlikte sizi tamamıyla hikayeye ve evrene sokuyor. Aşırı gerici bir atmosferi var ki içerisinde korku gerilim tagı olmamasına rağmen bina içi bölümleri götüm götüm oynadım. Bir de oyun oldukça gerçekçi ve bundan ötürü cezalandırıcı bir yapıya sahip. Arkana adam geçti döneyim ona tak diye vurayım yok tak diye cezalandırıyor seni. Minik hatanda ölüyorsun. Özellikle bina içi düşman yerleştirmeleri çok güzel olmuş. Sanki gerçek hayatta swat ekibi ev temizler gibi temizlemek zorunda kalıyorsun o ciddiyet o dikkatle yoksa ölüyorsun. Quick save üzerinden dönen bir oyun eski olduğundan biliyorsunuzdur zaten. Silah çeşitliliği oldukça fazla. Oyunda artifact sistemi var ki bu da oyun tarzınızı oldukça değiştirebilen bir yapıya sahip. Örneği biri kanamanı durduruyor aşırı fazla ama aynı zamanda sana radyasyon veriyor onu dengelemek zorundasın gibi gibi. Ama en güzel yanı ise oyunda 7 farklı son var ve bu sonlar şansa gelmiyor. Aşırı ince planlanmış minik hareketlerle değişebilen sonlar değiller tabi ki ama hepsinin kendi gerekliliği kendi şartları var ve çoğu oldukça etkileyici. Kısacası oyun çok etkileyici. Şu ana kadar oynadığım en güzel hikayelerden biri gibi değil ama dünyasının hissiyatını tam yaşatan seni dünyasına sokan en iyi oyunlardan biri. Tam bir klasik. Kesinlikle öneriyorum.
🥇🅐🅛🅣🅘🅝🥇

Yani Crysis övüldü , herkes çok beğeniyordu , türk oyunlarının mihenk taşıdır deniyordu ama üzülerek söylüyorum ki bu o kadar iyi bir oyun değil. Kendisine özel çok güzel bir dünya tasarlanmış , üstüne güzel bir hikaye de yapılmış ama oyunun çoğu kısmı diğer kısımlarına göre çok alt seviye bir iş olarak kalıyor. Mesela yapay zeka kötü yapılmış. Bazı konularda çok güzel bir iş çıkartılmışken bazı kısımlarda patates durumda. 10 num silahlarla ilerleyebiliyorsun çok güzel sana mükemmel bir özgürlük veriyor ama yok silah hissiyatı iğrenç olduğundan bir eksiklik hissediyorsun. Boncuk atıyorsun resmen. Boss savaşları ise normal savaşlardan bile kötü , rezalet. Sonrasında piyasada olduğundan çok memnun olmama rağmen belirtmeliyim ki bu oyunun seslendirmesi de rezalet. Bazıları çok iyi seslendirirken bazıları aşırı kötü ya da bazıları çok güzel seslendirme yapıyor ama ana uygun değil falan filan ben ingilizce oynamanızı öneririm. He bir de gidip ses ingilizce altyazı türkçe olsun yapamıyorsun adamlarlar eklememiş ama biraz bakınarak internetten bunun düzeltilme yöntemini bulabilirsiniz. Kısacası bu oyun çok büyük bir potansiyeli olan ama potansiyeline çıkamamış yine de büyüklüğüyle ve seviyesiyle tüm gece boyu dağlarda bizi ulumaya teşvik edecek bir oyun. En iyi aksiyon shooter oyunlar arasına giremese de iyiler arasına girer. Ben öneriyorum. (Bu arada çok gömdüm gibi gözüküyor ama bu kötüler çok kötü değil gene bir ortalama bir oyunda bulabileceğiniz seviyede işlere sahip , böyle olmasına rağmen oyunun seviyesini düşürmesini de ihmal edemeyiz )
🥉🅑🅡🅞🅝🅩🥉

Souls like bir oyun olarak düşündüm ama alakası bile yokmuş meğerse. Lineer , kendi tarzında ilerleyen tatlı minik bir oyunmuş ama indie bir oyun olduğundan ötürü çok da mükemmel yapmıyor yaptıklarını. Mesela en kötüsü ve bunlardan en göze çarpanı oyun temposu. Aşırı yavaş ki can sıkıyor keşke biraz daha hızlı olsaymış. 1,5x olsa bu oyun tadından yenmez. Hikayesi de biraz çocukça ve karakterler hikayede anlatılanlar gibi hissettirmiyor sana. Sonra mesela aksiyonu çok yavan hem mekaniksel olarak hem de karakter çeşitliliği olarak. Aslında süresine göre oldukça yeterli ama her saniye çıktıklarından ve 1-2 tanesi dışında sana hiçbir zorluk teşkil etmediğinden çoğu gereksiz. Her bölüm kendi içerisinde mini gamelere sahip ki oldukça iyi yapılmışlar bunları sevdim oyunda sana en çok zevk veren bölümler bunlar. Zor olmayan boss savaşlarına da sahip ama varlıkları yokluklarından daha iyi yani olması iyi olmuş. Platform ögelerine sahip olmasına rağmen oldukça yavan ve basit yani özel hissettirmiyor. Kısacası oyun kendi çapında özgün ve iyi yanlara sahip ama genel kitlesi büyük olarak tahmin ediyorum ki küçük çocuklara özel yapılmış. Gerek oynanışı olsun gerek oyunun mizahı olsun. Bu yüzden ben çok yükselemedim buna ama seveni illa olur. İndie avcısıysanız oynayabilirsiniz öneriyorum.
💩🅑🅞🅚💩

3. oyununda tam veremediği o klasik Serious Sam hissiyatı bu oyunda geri dönmüş. Genel sinamatik , yüz grafikleri , kaplamalar zamanına göre oldukça kötü olmasına rağmen kaliteli aksiyonu bunun sıkıntısını tamamiyle kapatıyor. Çoğunuz gibi ben de eski piramit temalı Serious Sam'i tercih etsemde son 2 oyundur dünya üzerinde bir hikaye üzerine kaliteli bir alien invasion temasına oturtulması şahsen oldukça iyi gidiyor seriye. Son boss'un kalitesi ortalamanın altında kalsada diğer boss'larla bunu telafi ediyor. Özellikle oyunun başında 2 ordunun meydan savaşının ortasına bizi atınca oyun sizi eritmeye başlıyor. Sonda biraz üzse bile oyun klasik Serious Sam ruhunu taşımaya devam ediyor. Oyunun varlığını tiye alması , genel olarak yapılan şakalar sizi ciddilikten çıkararak oyunun ruhuna sokabiliyor. Çoğu kişi optimizasyon sorunu yaşamış bunu kenara bir not etmek isterim. İşte genel olarak böyle. Ben şahsen bu oyundan beklediğim gibi çok memnun kaldım. Türü ve Serious Sam'i seviyorsanız oynayın derim.

🥈🅖🅤🅜🅤🅢🥈

Bu 2000-2010 oyunları beni aşırı şaşırtıyor. Cidden Türkiye'deki oyun dünyasındaki büyük isimlerin söylediği gibi bu eski oyunlar genel olarak yeni oyunlara göre çok daha iyi. Ne kadar oynanışı en yeni oyunların yanında çöp gibi olsa bile , grafikleri artık çoğu kişinin görmesiyle oyuna bakmamasına neden olsa bile. Bu verdikleri hava , bu hikaye plotu , ortamın seni içe sokması , temanın olması gerektiği gibi tam anlamıyla verilmesi falan. Müthiş bir oyun bu cidden. Dediğim her güzel yan bunda da var. Resmen western temasına aşık olmasam bile beni gidip baya western'de yaşar seviyede hislere soktu. Her saniyede bir ölüm tehlikesi en minik durumda bile herkesin silahına atılması. Çoğu western'de olan klasik olayların yaşanması... Bu oyun gizli bir elmas. Tek bir oyunu belirli bir seviyede bilinirliğe sahip ve bu oyun baya görünmez bir halde. Yani kimsenin bildiği gizli bir gem. Sahip çıkın bu oyuna. Neyse böyle yani müthiş. Fikirlerimi bırakıp oyundan bahsetmem gerekirse 2 karakteri kontrol ediyoruz. Birisi bu western dünyasının içerisinden bir veteran , silahını kullanmayı biliyor ve herkese ilahi adaleti dağıtma peşinde. Pata pata herkese sıkarak gidiyor. Diğeri ise daha bu dünyayla kendi isteği dışında ilk defa giren genel olarak stealth bazlı karakterimiz. İkisi birleşerek güzel bir western hikayesinin içerisine sokuyorlar sizi. En küçük hikaye detayı bile vermek istemiyorum ki heyecanı kaybolmasın. Oyun olabildiğince gerçekçi tasarlanmış o yüzden salak saçma şekillerde ölebilirsiniz ki bence bunu bir dert olmamalı bazı inceleme yazan arkadaşların dediğinin aksine oyun sonuçta böyle tasarlanmış. Kısacası benim için bu oyun mükemmel bir deneyimdi. Belki oynadığım ilk kovboy , western temalı oyun olduğundan olabilir ama ben bu oyuna çok yükseldim ve genel metacritic puanıyla yorumlarını görünce çok sinirlendim. Bence fix 85 puana sahip bu oyunu herkes oynamalı ve herkese oynatmalı. Kesinlikle öneriyorum.

🥇🅐🅛🅣🅘🅝🥇

Dolara geçmeden önceki son indirim videolarını izliyorum. Bi eleman var her videosunda bundan bahsediyor böyle çok iyi felan diye. Bunun üzerine girdim steam sayfasına dedim insanlar ne diyor. İlk yorumlardan biri bana tak diye aldırdı bu oyunu. "Ori'den sonra türün en iyisi" demiş. Tak diye aldım sonra. Tabi şimdi beklenti fazla bok çıkmamalıydı. Ve evet. Çıkmadı. Çok güzel bir oyun bulmuşum kendime. Kısa , çerezlik ama böyle lüks karışık bir çerez hani fakir ailenin aldığın 100 gram çerezler olur ya sadece misafir gelince çıkar ortaya evde olduğundan bile haberin yoktur. Tek annen bilir , işte o çerez bu çerez. Çok az kişinin bildiği köşede parlayan bir cevher. Klasik "Shoot 'em up" temasıyla ilerliyor. Vura vura ilerliyorsun ama bunun çok smooth olması oyunu güzel hale getiriyor. 100'den fazla upgrade çeşidi var ve belirli enerjilerle sınırlandırılmış bu upgrade'leri kendi oynayış stiline göre ayarlayıp oyunu oynuyorsun. 7 çeşit silaha sahipsin ve bunları tam artık sıkmaya başlayınca veriyor bu da seni oyunda tutuyor. Kısacası buna Ori'den sonra türün en iyisi diyemem çünkü bir türü yalayıp yutmadım bir de o seviyeye bir tık uzakta hala. Ama hala yeterince iyi ve ortalamanın çok üstünde bir yapım. Altın mı versem gümüş mü versem diye uzun süre düşündüm ve bunun sonucunda kaliteli gümüş vermeye karar verdim. Oynamayı düşünenlere öneriyorum. Oldukça iyi.

🥈🅖🅤🅜🅤🅢🥈