ShakTheShak
Bio
Ring-A-Ding-Ding
Ring-A-Ding-Ding
Badges
Popular
Gained 15+ followers
GOTY '23
Participated in the 2023 Game of the Year Event
On Schedule
Journaled games once a day for a week straight
N00b
Played 100+ games
GOTY '22
Participated in the 2022 Game of the Year Event
Best Friends
Become mutual friends with at least 3 others
Roadtrip
Voted for at least 3 features on the roadmap
3 Years of Service
Being part of the Backloggd community for 3 years
Noticed
Gained 3+ followers
Favorite Games
192
Total Games Played
001
Played in 2024
000
Games Backloggd
Recently Played See More
Recently Reviewed See More
Anodyne ilginç bir oyun ve bunu biricik karakterlerine, gerçekdışılıktan uyanıklığa akan müziklerine, oyuncuda anbean aykırı düşünceler uyandıran metnine bile bakmadan ufak bir göz atışla fark etmesi işten bile değil.
Bir büyücü dedenin "Diyarı karanlıktan kurtar, ey kahraman!" nidalarının ardından adına yaraşır karakterimiz Youngın hemencecik ilk ve tek silahı değerli süpürgesini almasıyla oyuncu, ancak merakının karşısında kendini açık eden bu Zeldavari topraklarda bir gezintiye çıkıyor.
Yume Nikkiden açıkça esinlenen geliştiricilerin tek bir amacı var: bu medyumu gerçeküstücü perdelerle çevirerek oyuncuya bir düşdeymiş deneyimini yaşatmak, dahası bunu Young'ın odasında uyandığı bir giz™le de yoruma yer bırakmayacak biçimde destekliyorlar. Dolayısıyla oyundaki hiçbir kişi/yer/olay kendini açıklamakla asla uğraşmıyor. Karşılaşılan herhangi bir durumu anlamlandırmaya çalışmaksa hiç kuşkusuz oyun deneyimini yırtan yegane unsur.
Güldürü, oyunun bir ayağı bu. Para taşımak için gerek duyulan cüzdanı parayla satan bir tüccar da var, akıllara ziyan bir subredditten çıkmışcasına çığıran bir et yığını da, geçimini çalılık keserek sağlayan bir cüce de. Kimi dekor kayalar da üstlerine düşeni yapıyor ve "Ömrüm boyu hep bu köşede kalmaktan korkuyorum." ya da "Hiç arkadaşın olmadığından gelip de taş okuyorsun herhalde." demekte gecikmiyorlar.
Keşif, oyunun bir ayağı bu. Açılan her haritanın girişinde durakalmak, basılan toprak bilinmeden atılan her adım, neye açıldığı belirsiz her sandık, bağlanan her patika apayrı bir kıvanç. Dünya yapı olarak karmaşık ve git gel yapması çok olağan. Bir zaman sonra yolbilmez avare oyuncunun sonu gelmez bir bıkkınlıkla oyunu terk etmesi de pekala anlaşılabilir. Bu noktada tam çözümlerden yardım almak es geçilmemeli.
Oyunun oyun kısmına gelindiğindeyse hem savaş hem hareket mekaniklerindeki hamlık ve toyluk en başından oyuna kapılamamak için büyük bir etken olabilir. Konuşma balonlarının atlanamaması, elebaşları™nın Young'ın canı tükenmeden tek bir noktada durup saldırı tuşuna basarak geçilebilinmesi (sonuncu dışında), oyun herhangi bir cevap getirmeden sonlanıyor oluşu vd. diğer sorunlar olarak karşımıza çıkıyor.
Yardım alınmadan yedi saat kadar süren bu oyun, sonlara doğru sündüğü için bazı bazı sıkıyor olsa da duyum odaklı, çokça farklı bir deneyim. Biraz da "LoZ'ya en yakın deneyim." dendiğinden mutlaka denenmesi ayrıca tavsiyemdir.
™bkz. easter egg
™bkz. boss
Bir büyücü dedenin "Diyarı karanlıktan kurtar, ey kahraman!" nidalarının ardından adına yaraşır karakterimiz Youngın hemencecik ilk ve tek silahı değerli süpürgesini almasıyla oyuncu, ancak merakının karşısında kendini açık eden bu Zeldavari topraklarda bir gezintiye çıkıyor.
Yume Nikkiden açıkça esinlenen geliştiricilerin tek bir amacı var: bu medyumu gerçeküstücü perdelerle çevirerek oyuncuya bir düşdeymiş deneyimini yaşatmak, dahası bunu Young'ın odasında uyandığı bir giz™le de yoruma yer bırakmayacak biçimde destekliyorlar. Dolayısıyla oyundaki hiçbir kişi/yer/olay kendini açıklamakla asla uğraşmıyor. Karşılaşılan herhangi bir durumu anlamlandırmaya çalışmaksa hiç kuşkusuz oyun deneyimini yırtan yegane unsur.
Güldürü, oyunun bir ayağı bu. Para taşımak için gerek duyulan cüzdanı parayla satan bir tüccar da var, akıllara ziyan bir subredditten çıkmışcasına çığıran bir et yığını da, geçimini çalılık keserek sağlayan bir cüce de. Kimi dekor kayalar da üstlerine düşeni yapıyor ve "Ömrüm boyu hep bu köşede kalmaktan korkuyorum." ya da "Hiç arkadaşın olmadığından gelip de taş okuyorsun herhalde." demekte gecikmiyorlar.
Keşif, oyunun bir ayağı bu. Açılan her haritanın girişinde durakalmak, basılan toprak bilinmeden atılan her adım, neye açıldığı belirsiz her sandık, bağlanan her patika apayrı bir kıvanç. Dünya yapı olarak karmaşık ve git gel yapması çok olağan. Bir zaman sonra yolbilmez avare oyuncunun sonu gelmez bir bıkkınlıkla oyunu terk etmesi de pekala anlaşılabilir. Bu noktada tam çözümlerden yardım almak es geçilmemeli.
Oyunun oyun kısmına gelindiğindeyse hem savaş hem hareket mekaniklerindeki hamlık ve toyluk en başından oyuna kapılamamak için büyük bir etken olabilir. Konuşma balonlarının atlanamaması, elebaşları™nın Young'ın canı tükenmeden tek bir noktada durup saldırı tuşuna basarak geçilebilinmesi (sonuncu dışında), oyun herhangi bir cevap getirmeden sonlanıyor oluşu vd. diğer sorunlar olarak karşımıza çıkıyor.
Yardım alınmadan yedi saat kadar süren bu oyun, sonlara doğru sündüğü için bazı bazı sıkıyor olsa da duyum odaklı, çokça farklı bir deneyim. Biraz da "LoZ'ya en yakın deneyim." dendiğinden mutlaka denenmesi ayrıca tavsiyemdir.
™bkz. easter egg
™bkz. boss